İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Vakfı

Savaşın Karbon Bedeli: Küresel Silahlanma İklimi Nasıl Tehdit Ediyor?

Dünya çapında çatışmaların artması ve devletlerin hızla silahlanmasıyla birlikte, savaşların çoğu zaman göz ardı edilen bir sonucu daha gün yüzüne çıkıyor: çevresel tahribat. Özellikle İsrail’in Gazze’ye yönelik askeri operasyonları bağlamında yapılan yeni araştırmalar, modern savaşların karbon ayak izinin sanılandan çok daha büyük olduğunu ve uluslararası iklim politikalarında neredeyse hiç hesaba katılmadığını gösteriyor.

Enkazın İçinde Büyüyen İklim Krizi

The Guardian gazetesine özel olarak sunulan bir araştırmaya göre, İsrail’in 15 aylık Gazze savaşı sırasında yalnızca doğrudan çatışma faaliyetlerinden kaynaklanan karbon salımı 1,89 milyon ton karbondioksit eşdeğerini (CO₂e) aştı. Bu miktar, “dünya üzerindeki yüz kadar ülkenin yıllık sera gazı salımını geride bırakıyor” (The Guardian, “Carbon footprint of Israel’s war on Gaza”).

Araştırma, bu salımın yüzde 99’undan fazlasının İsrail’in hava bombardımanları ve kara operasyonlarından kaynaklandığını, Hamas’ın savaş faaliyetlerinin toplamın yalnızca yüzde 0,2’sine tekabül ettiğini ortaya koyuyor (The Guardian, “Carbon footprint of Israel’s war on Gaza”). Al-Shabaka isimli Filistin politika ağı analisti Zena Agha, raporu şu sözlerle değerlendirdi: “Bu rapor, İsrail’in gezegeni ve kuşatma altındaki halkı hedef alan soykırım kampanyasının ekolojik ve çevresel maliyetini gözler önüne seren sarsıcı bir hatırlatmadır” (The Guardian, “Carbon footprint of Israel’s war on Gaza”).

Uzun vadeli çevresel maliyetler ise çok daha büyük. Gazze’deki yıkım ve yeniden inşa süreci 31 milyon tonun üzerinde ek karbon salımı yaratabilir. İsrail’in bombaladığı kent, yaklaşık 60 milyon tonluk zehirli moloza dönüştü (The Guardian, “Carbon footprint of Israel’s war on Gaza”; Tired Earth, “Israel’s War on Gaza Has a Carbon Footprint…”). Common Dreams haberine göre, bu sürece “436 bin konut, 700 okul, cami, sağlık merkezi, devlet dairesi ve yolların yeniden inşası” dahil (Common Dreams, “War-Driven Carbon Bomb”).

Birleşmiş Milletler’in sağlıklı çevre hakkı özel raportörü Astrid Puentes, bu durumun yalnızca bölgesel değil, küresel sonuçları olduğunu vurguladı: “Devletler bunu soykırım olarak tanımlasın ya da tanımlamasın, yaşananlar Gazze’deki tüm yaşamı yok ederken insan haklarını bölgesel ve hatta küresel düzeyde tehdit ediyor” (Common Dreams, “War-Driven Carbon Bomb”; Tired Earth, “Israel’s War on Gaza Has a Carbon Footprint…”).

Pentagon’un Gizli İklim Yükü

Bu ekolojik yıkım, yalnızca İsrail’e özgü değil. ABD’nin askeri yayılımı da benzer biçimde çevresel felaketi büyütüyor. Oxford Üniversitesi’nden uluslararası ilişkiler profesörü ve The Pentagon, Climate Change, and War kitabının yazarı Neta Crawford’a göre, “askeri harcamalarla birlikte emisyonlar da artıyor” ve mevcut eğilim “tamamen yanlış yönde ilerliyor” (The Guardian, “How the US became the biggest military emitter…”).

Pentagon’un 2023 yılına ait karbon salımı 48 milyon ton CO₂e seviyesindeydi; bu miktar Finlandiya veya Guatemala gibi ülkelerin toplamından fazla (The Guardian, “How the US became the biggest military emitter…”). Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminde Yemen’e bombalar atıldı, İsrail’e silah sevkiyatı artırıldı ve Kanada, Meksika gibi komşu ülkelere yönelik askeri tehditler yeniden gündeme geldi. Crawford, bu gelişmeleri değerlendirirken, “Trump sözünü tutarsa, ABD’nin askeri emisyonları kesinlikle artacak ve bu dalga etkisi yaratacak” ifadelerini kullandı (The Guardian, “How the US became the biggest military emitter…”).

Crawford’a göre ABD, iklim krizini ulusal güvenliğe tehdit olarak tanımlarken, aynı zamanda bu tehdidi büyüten en büyük aktör konumunda. “Paranoyaya kapıldıkça harcamalar artıyor. Bu da her zaman kötü biter – özellikle tırmandıran taraf için” diyor (The Guardian, “How the US became the biggest military emitter…”).

NATO’nun Yeniden Silahlanması ve İklim Tehdidi

Sadece ABD değil, NATO ülkeleri de yeniden silahlanma sürecine girdi. The Guardian’ın ulaştığı bir çalışmaya göre, NATO’nun yeniden silahlanma planı yıllık 200 milyon tonluk yeni karbon salımına yol açabilir (The Guardian, “Nato rearmament could increase emissions…”). Conflict and Environment Observatory araştırmacısı Ellie Kinney, “Kısa vadeli güvenliği uzun vadeli güvensizlik pahasına sağlıyoruz” diyerek bu gidişatı eleştiriyor (The Guardian, “Nato rearmament could increase emissions…”).

Nato ülkelerinin savunma bütçelerini %3,5 seviyesine çıkarması halinde, bunun emisyonlara etkisi “Pakistan kadar büyük bir ülkenin küresel karbon bütçesine eklenmesiyle eşdeğer” olacak (The Guardian, “Nato rearmament could increase emissions…”). Kinney’ye göre bu eğilim, “iklim eylemini ciddi şekilde tehdit ediyor”.

Diğer bir araştırmacı Lennard de Klerk, “Orduların ekipmanları genellikle çelik ve alüminyumdan oluşuyor. Bunların üretimi yüksek karbon salımı içeriyor. Ayrıca dizel ve jet yakıtları kullanarak mobil operasyonlar yürütüyorlar” diyerek askeri aygıtların doğası gereği çevreye zarar verdiğini ekliyor (The Guardian, “Nato rearmament could increase emissions…”).

İklim Politikalarının Kör Noktası: Askerî Emisyonlar

Askeri faaliyetlerin çevresel etkileri bu denli büyük olmasına rağmen, küresel iklim anlaşmaları askeri emisyonları neredeyse tamamen dışarıda bırakıyor. Crawford, 1997 tarihli Kyoto Protokolü müzakerelerinde ABD’nin askeri yakıt kullanımına muafiyet sağlamak için başarılı bir lobi yürüttüğünü hatırlatıyor (The Guardian, “How the US became the biggest military emitter…”).

Bugün, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) kapsamında bu tür emisyonların raporlanması hala gönüllülük esasına dayanıyor. Bu; bombalamalar, altyapı tahribatı ve yeniden inşa gibi süreçlerin iklim etkilerinin hesap dışı bırakılması anlamına geliyor.

Gazze üzerine yapılan çalışmanın ortak yazarlarından Frederick Otu-Larbi, “Bu çatışma, rakamların ne denli büyük olduğunu gösteriyor. İklim hedeflerinin doğru belirlenmesi için askeri kaynaklı emisyonlar hesaba katılmalı” diyor (The Guardian, “Carbon footprint of Israel’s war on Gaza”). Ben Neimark ise ekliyor: “Askeri stratejiler, iklimi kendi elleriyle istikrarsızlaştırıyor. Bunun bedelini uzun vadede yine ordular ödeyecek” (The Guardian, “Carbon footprint of Israel’s war on Gaza”).

Raporda, “savaşta ve barışta askeri emisyonların görünür hale gelmesi ve zorunlu raporlama sürecine dahil edilmesi” çağrısı yapılıyor (Common Dreams, “War-Driven Carbon Bomb”).

İnsani Krizle Birlikte Ekolojik Felaket

Gazze’deki yıkım, yalnızca sivilleri hedef almadı; altyapı da çökertildi. Savaş öncesinde elektriğinin dörtte birini güneş enerjisinden sağlayan bölge, artık neredeyse tamamen dizel jeneratörlere bağımlı. Bu dönüşüm, atmosfere 130 bin tonun üzerinde sera gazı salımı yapılmasına neden oldu (Tired Earth, “Israel’s War on Gaza Has a Carbon Footprint…”).

Ayrıca İsrail’in izin verdiği yaklaşık 70 bin yardım tırının giriş süreci de toplam emisyonların yüzde 40’ını oluşturuyor (The Guardian, “Carbon footprint of Israel’s war on Gaza”; Tired Earth, “Israel’s War on Gaza Has a Carbon Footprint…”). Ancak Birleşmiş Milletler, bu yardımı “2,2 milyon insanın temel ihtiyaçlarını karşılamak için tamamen yetersiz” olarak nitelendirdi.

Zena Agha, bu savaşın yalnızca İsrail’e ait olmadığını vurguluyor: “Bu aynı zamanda ABD, Birleşik Krallık ve AB’nin savaşı. Hepsi, İsrail’in gezegendeki en yoğun nüfuslu bölgeyi yok etmesi için neredeyse sınırsız askeri kaynak sağladı” (The Guardian, “Carbon footprint of Israel’s war on Gaza”).

Sonuçta ortaya çıkan tablo oldukça çelişkili: Devletler iklim krizini milli güvenlik tehdidi olarak tanımlarken, aynı anda bu krizi körükleyen askeri politikaları finanse etmeye devam ediyor. Crawford’un uyarısı net: “Tehdit söylemi büyüdükçe, emisyonlar da büyüyor” (The Guardian, “How the US became the biggest military emitter…”).

Kaynakça

Lakhani, Nina. “Carbon footprint of Israel’s war on Gaza exceeds that of many entire countries.” The Guardian, 30 Mayıs 2025. https://www.theguardian.com/world/2025/may/30/carbon-footprint-of-israels-war-on-gaza-exceeds-that-of-many-entire-countries

Lakhani, Nina. “How the US became the biggest military emitter and stopped everyone finding out.” The Guardian, 30 Mayıs 2025. https://www.theguardian.com/environment/2025/may/30/donald-trump-geopolitics-could-deepen-planetary-catastrophe-expert-warns

Gayle, Damien. “Revealed: Nato rearmament could increase emissions by 200m tonnes a year.” The Guardian, 29 Mayıs 2025. https://www.theguardian.com/environment/2025/may/29/nato-military-spending-could-increase-emissions-study-finds

Goldsmith, Eloise. “On Top of All of Israel’s Other Bombs in Gaza, Study Reveals a War-Driven Carbon Bomb.” Common Dreams, 31 Mayıs 2025. https://www.commondreams.org/news/emissions-war-on-gaza-israel

The Editorial Board. “Israel’s War on Gaza Has a Carbon Footprint Greater Than That of Entire Countries.” Tired Earth, 1 Haziran 2025. https://www.tiredearth.com/news/israels-war-on-gaza-has-a-carbon-footprint-greater-than-that-of-entire-countries

Exit mobile version