BLOG SAYFALARI

Azerbaycan-Çin: Çıkar ve hedeflerin uyumu

[14:29, 03.05.2025] Mehmet Hanlı: Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Çin’e yaptığı devlet ziyareti önemli sonuçlarla anıldı. Ziyaretin niteliği ve güncel uluslararası ortam göz önüne alındığında bu sonuçların önemi daha iyi anlaşılabilir. Dolayısıyla ABD ile Çin arasındaki gümrük savaşı sürerken, Washington ile Pekin arasındaki çekişme giderek yoğunlaşıyor ve azalma belirtisi de göstermiyor.

Tam da böyle bir zamanda Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın Çin Devlet Başkanı’nın daveti üzerine bu ülkeye resmi ziyarette bulunması, Pekin’in Bakü ile ilişkilere verdiği önem ve özel ilgiyi açıkça ortaya koymaktadır. Bu ziyaret aynı zamanda Devlet Başkanımızın uluslararası alandaki faaliyetlerinin başarısının ve Azerbaycan’ın dünyadaki yerini ve rolünü güçlendirme yönünde uyguladığı politikanın da bir teyididir.

İkili gündem

Ziyaretin en önemli sonucu şüphesiz, stratejik ortaklık ilişkileri bulunan Azerbaycan ve Çin’in, bu ilişkileri kapsamlı stratejik ortaklık düzeyine çıkarmış olmasıdır. Bu, her iki ülkenin de birbirlerini öncelikli, güvenilir ve karşılıklı olarak faydalı stratejik ortaklar olarak gördüğü anlamına geliyor. Taraflar birbirlerinin seçtikleri kalkınma yolunu, temel çıkarlarını, egemenliklerini, güvenliklerini ve toprak bütünlüklerini kararlılıkla desteklerler. Bu bağlamda Çin, Azerbaycan’ın ortaya koyduğu barış gündemine güçlü desteğini dile getiriyor.

Kapsamlı stratejik ortaklığın devlet başkanları diplomasisi ve karşılıklı mutabakatlara dayanması, sürdürülebilir ve uzun vadeli niteliğinin teminatıdır. Geçtiğimiz yıl içerisinde her iki tarafı temsil eden resmi yapılardan ve özel sektörden çok sayıda heyetin Bakü ve Pekin’i ziyaret etmesi tesadüf değildir. Bugüne kadar imzalanan belgeler, yenilenebilir enerji yatırımlarından teknolojilere kadar pek çok alanı kapsıyor.

Azerbaycan’ın neye ihtiyacı var?

Elbette, öncelikle yatırımlar ve ortak üretim kabiliyetleri, teknolojiler ve taşıma güzergahları aracılığıyla taşınan yük hacminin artırılması gerekiyor. İki ülke arasında Yatırım İşbirliği Çalışma Grubu’nun kurulması ve Azerbaycan ile Çin arasında Uluslararası Multimodal Taşımacılık Anlaşması’nın imzalanması, tam da sıralanan istikametlerde atılmış adımlar olarak değerlendirilebilir. Ülkelerimiz arasında vizesiz seyahat imkânı sağlanmasına ilişkin anlaşma, başta bilim, kültür, turizm olmak üzere birçok alanda iş birliğini artıracaktır.

Tüm bu konularda Çin ile müzakere etmenin çok zor olduğunu belirtmek gerekir; çünkü Pekin’in ihracat ve asgari ithalata dayalı bir mantığı var. Ancak dünya ticaretindeki mevcut durum ve ABD ile yaşanan gerginlik, Çin’in geleneksel yaklaşımlarını etkiliyor. Pekin’in Çin sınırından AB’ye uzanan rotalarda en çok yer alması beklenen ülkeler: Orta Asya ülkeleri, Azerbaycan, Gürcistan ve İran.

Küresel arka plan

Azerbaycan, tarife savaşlarının kenarında yer alıyor, herhangi bir çatışma ekseninde taraf değil ve altyapının doğrudan sahibi konumunda. Aynı zamanda Azerbaycan Asya yönünde de faaliyet göstermektedir; Bakü ile ilişkileri giderek derinleşen Orta Asya ülkeleri, Pakistan ve bir ölçüde Arap monarşileri Çin’in stratejik ortaklarıdır.

Şanghay İşbirliği Örgütü, Çin’in Asya’daki güvenlik konularını tartışması için önemli bir platformdur. Azerbaycan, ŞİÖ’ye katılım düzeyini artırıyor. Aynı zamanda Bakü, Azerbaycan’ı Rusya-Çin ve İran-Çin formatlarındaki ilişkilerin gölgesinden çıkarmayı başardı. Azerbaycan bağımsız bir ülkedir ve Çin ile ilişkiler üçüncü ülkelerle ilişkilere bağlı olmamalıdır.

Küresel düzeyde süreçler nasıl gelişirse gelişsin, Çin güç merkezlerinden biri olmaya devam edecek ve Pekin ile üst düzey ilişkilerin varlığı hem gerekli hem de önemli.
[11:48, 12.05.2025] Mehmet Hanlı: Hindistan ve Pakistan arasındaki büyüyen çatışmanın bazı yönleri ve Güney Kafkasya etkisi.

Hindistan ile Pakistan arasındaki gerginlik giderek artıyor ve olaylar artan bir tempoda gerçekleşiyor. Çatışmanın kaynağının Hindistan ve Pakistan gibi modern devletlerin oluşumuyla ilgili olması nedeniyle tarihsel bağlama değinmeyeceğiz.

Ülkeler arasındaki sınırın oldukça uzun olduğunu, yaklaşık 3.000 km olduğunu da belirtmek gerekir. Asıl gerginlik kuzeyde, durum karmaşık; Hindistan, Pakistan, Çin ve bir ölçüde Afganistan toprakları iç içe geçmiş durumda.

Ayrıca, aktif askeri operasyonların yapılabileceği bölge Pakistan’ın başkentine yakın. Dolayısıyla Pakistan açısından nükleer silah kullanma tehdidi açısından bu önemli bir unsurdur.

Her iki ülkenin de nükleer silaha sahip olması, konuya ilişkin ilgi ve endişeyi daha da artırıyor.

Bir diğer ilginç faktör ise Çin faktörü. Pakistan’ın kuzey kesimi Çin ile 500 km’den fazla komşudur. Pakistan ve Çin’in ulaşım arterleri Pekin için stratejik öneme sahip, zira “Tek Kuşak, Tek Yol” projesinin bu kısmı kuzeye ve okyanusa erişim sağlıyor. Bölgede yaşanacak bir askeri çatışmanın Çin’in stratejik projelerini tehdit etmesi durumunda Çin kenarda kalamaz ve kalmamalıdır.

Yükselen Hindistan

Hindistan son yıllarda hem ekonomik hem de askeri açıdan gelişiyor. Yurt dışındaki Hint diasporası dünyanın önde gelen ülkelerinde ve ulusötesi şirketlerde aktif bir konuma sahiptir. Başbakan Modi’nin faşist rejimi ülkedeki iktidarını sağlamlaştırıyor ve böylesi koşullarda savaş, Yeni Delhi’nin en üst düzey devletler ligine ulaşmasında önemli bir unsur haline geliyor.

Pakistan siyasi ve ekonomik kriz yaşıyor, ancak Hindistan’la savaş toplumun güçlenmesine yardımcı oluyor. Ancak Pakistan geleneksel olarak profesyonel bir orduya sahip olmuştur ve kara kuvvetleri ordunun öncü gücüdür.

Güney Kafkasya bu çatışmanın neresinde duruyor?

Son yıllarda Hindistan ve Pakistan bölgemizde stratejik ortak konumuna geldiler.Pakistan, Azerbaycan ile geleneksel olarak yakın ilişkilere sahipken, Hindistan Ermenistan’a karşı daha aktif hale geldi.Her iki yönde de ortaklığın askeri boyutu merkezi bir yer tutuyor.

Hindistan ile Pakistan arasındaki çatışmanın Güney Kafkasya bölgesine etkisi asgari düzeydedir. Bakü ve Erivan, stratejik ortaklarına destek açıklamalarıyla yetinecekler.

Azerbaycan’a etkisi

Azerbaycan’ın müttefiki Türkiye ile stratejik ortağı İsrail arasındaki çatışmanın bir sonraki aşaması burada yaşanıyor. Türkiye Pakistan’ı destekliyor ve iki ülke arasındaki askeri işbirliğinin geçmişi onlarca yıl öncesine dayanıyor. Türk askeri danışmanları şu anda İslamabad’da. İsrail, Hindistan’ın askeri-teknik alanda önde gelen ortaklarından biridir. Hindistan-Pakistan savaşının coğrafi olarak Türkiye ve İsrail’e yakın olmadığı ve bu nedenle her iki ülke için de varoluşsal olmadığı doğrudur. Ancak Ankara ve Tel Aviv farklı coğrafyalarda birbirlerine karşı tansiyonu kaldırma, politik diskurs mantığını kullanmayi kaçırmayacaktır.

Tek kelimeyle…

Hindistan-Pakistan ihtilafında olaylar nasıl gelişirse gelişsin, Azerbaycan açısından Pakistan’ın mevzilerini savunması ve en iyi ihtimalle kazanması önemlidir.

İlginizi çekebilecek diğer gönderiler
BLOG SAYFALARI

Avrupa’da Konut Krizi: Eşitsizlik, Yerinden Edilme ve Aşırı Sağ Yükselişi

Avrupa’da artan kiralar, durgun maaşlar ve yetersiz politikalar eşitsizliği, yerinden edilmeyi…
Devamını oku
BLOG SAYFALARI

Çin’in Küresel Ekonomik Yönelimi

ABD’nin art arda getirdiği gümrük vergileri ve küresel siyasi kırılmalar karşısında Çin…
Devamını oku
BLOG SAYFALARI

Ukrayna ve İran arasında Rusya

Rusya ve ABD arasındaki bir sonraki görüşme turu Washington’un inisiyatifiyle ertelendi.
Devamını oku

Bir yanıt yazın