Rusya ve ABD arasındaki bir sonraki görüşme turu Washington’un inisiyatifiyle ertelendi. Bunlar diplomatik düzeyde ilişkilerin istikrara kavuşturulması üzerine görüşmelerdi. Bu istikrar süreci Ukrayna’daki savaştan bağımsız olarak gerçekleşiyordu ve Rusya için kesin bir başarı olarak görülüyordu.
Görüşmelerin ertelenmesi kararının Trump’ın Putin ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra açıklandığı belirtilmelidir. Görüşmenin ana konusu İran’dı. ABD’nin Rusya’nın İran ile müzakerelere katılmasını ve Tahran’ı teslim olmaya zorlamasını (herhangi bir nükleer programı terk etmesini ve füze programını durdurmasını) istediği varsayılabilir. Rusya bunu reddettiği için ABD ile ilişkilerin istikrara kavuşturulması askıya alındı. Washington sert ve tutarlı davranıyor.
Rusya için ikili bir durum ortaya çıkıyor
İsrail ve İran arasındaki savaş Trump’ın dikkatini dağıtıyor ve ABD’nin Orta Doğu’ya yaptığı silah tedarikleri Ukrayna’daki savaşta Rusya için faydalı olabilir. Ancak Rusya, İran’ın tamamen yenilmesini ve özellikle rejim değişikliğini kabul edemez. Stratejik olarak bu, Çin-Rusya ittifakı için Orta Doğu’da bir yenilgi anlamına geliyor. Dahası, ABD Rusya ile ilişkilerin istikrarını da askıya almışken bu istenilmeyecek bir durumdur.
İran’ı Ukrayna ile takas etmek…
Bu tez şu anda uzman çevrelerinde oldukça yaygın. Ancak, İran’ı teslim etmenin Ukrayna’da zaferi garantilemediğini anlamak önemlidir. Rusya’nın kaynakları sınırlıdır ve süreçleri etkileme fırsatı yoktur.
Rusya başkanı İran’ın Trump’ın taleplerini kabul etmesi için müzakerelere başlarsa, yavaş yavaş Beyaz Saray’ın iradesinin temsilcisi haline gelecektir. Pekin de bunu anlamayacaktır.
Öte yandan, Rusya İran’a hiçbir şekilde yardım edemez. Bunu yalnızca Çin Pakistan aracılığıyla yapabilir. Öte yandan müttefiklerinin yardımıyla İsrail İran hava sahasında kendini çoktan kanıtladı ve burayı terk etmeyi düşünmüyor.
Rusya başkanı için ideal seçenek, Tahran’ı Trump’ın taleplerini kabul etmeye ikna etmek olurdu. Ancak bu ideal bir seçenektir ve yakın gelecekte gerçekleşmesi pek olası değildir.
Üstelik İran da Rusya’ya tam olarak güvenmiyor. İran diplomasisi ABD-Rusya yakınlaşmasıyla ilgileniyordu ve olası bir anlaşmanın kısmen İran’a bağlı olacağını anlamıştı. Bu yüzden Tahran, Washington ile müzakerelere gitti. Ne var ki sonuç olumlu olmadı.
Tüm bunlar gösteriyor ki Rusya Devlet Başkanı, Ukrayna konusunda garanti almadan İran’ın teslim olmasına katılmayacak.
Türkiye Cumhurbaşkanı burada arabulucu olarak aktif olabilir. Bununla birlikte, Türkiye’nin de Tahran’la müzakere etmek için sınırlı kaynakları var.
Buna karşılık İran Trump’ın taleplerini kabul ederse, muhtemelen ABD ile doğrudan müzakereleri tercih edecektir.
İsrail-İran savaşının sona ermesi bölgede uzun süre devam edebilecek yeni bir statüko yaratacaktır. Tüm oyuncular savaş sonrası dönemde pozisyonlarını güçlendirmek için adımlar atıyor. Bu planlar ancak İran’ın direniş gücü ve üçüncü ülkelerin topraklarının savaşa dahil olmasıyla bozulabilir. İran tam da bunu yapma tehdidinde bulunuyor.
Kısacası, modern uluslararası ilişkiler ve diplomasi daha çok “yerdeki duruma” bağlıyken, İsrail-İran savaşı daha çok “havadaki duruma” bağlı olacak.